Günümüzde durum

  Gelinen yerde devrimciler arası parti ve örgütlere bakıldığında herkesin kendisini sınıf partisi ilan ettiği ve diğerlerini birlik adına ...

 


Gelinen yerde devrimciler arası parti ve örgütlere bakıldığında herkesin kendisini sınıf partisi ilan ettiği ve diğerlerini birlik adına kendi çatısı altında toplamaya çalıştığı ve davet ettiği görülmektedir. Örgütlerdeki devrimciler dün ile bugün arasında bir arpa boyu yol almadıklarının farkına varamamaktadırlar. 

 Devrim isteyen onun aracını da istemek ve yaratmak zorundadır. Aksi halde her şey devrimci lafazanlığa döner. Birbirine karşıt sınıflara bölünmüş kapitalist toplumda, bu aracın, burjuva partileri karşısına dikilecek ve işçi sınıfının siyasi örgütlülüğünü sağlayacak devrimci bir parti olması gerektiği aşikârdır. Ama zaman içinde bu konuda o kadar çok söz söylendi, öylesine farklı siyasal akımlar ve örgütlenmeler vücut buldu ki, bu devrimci partinin nasıl bir parti olacağı ve nasıl yaratılacağı noktalarında herkesin hemfikir olması asla beklenmemeli. O yüzden, tıpkı geçmişte olduğu gibi günümüzde de, işçi sınıfının şu ya da bu tipte bir sol partiye ihtiyacı olduğu konusunda nice fikir ortaya atılacak, nice farklı yollar tutulacak ve bu alandaki tartışmalar son bulmayacaktır. 

 Sadece kendilerine ait dernek ve kulüplerde kendi kendilerine sınıf mücadelesi yürüten sınıf adına sanatsal, kültürel ve dayanışma faaliyeti yürütürken kendi sempatizan ve kadrolarının sınırını aşamayan kitleleri kucaklayan partilerin sınıf partililikleri kendiliğinden menkul görünüyor.

Sınıf mücadelesinin tek bir biçimde veya alanda cereyan etmediği, teorik, iktisadi ve siyasal boyutlarının olduğu açıktır. Dolayısıyla, bilinçlenme, örgütlenme ve daha geniş bir birlik oluşturma ihtiyacı da çeşitli düzeylerde varlığını sürdürür. Ancak, sınıf mücadelesinin çeşitli gerekçelerle son tahlilde birbirinden kopuk olgular değildir ve birbirleri üzerinde etkide bulunurlar. Fakat eninde sonunda öne çıkan ve diğerlerini de yakından etkileyen faktör her zaman ve her yerde siyasal faktör olmuştur ve olmaya da devam edecektir. O halde, insanın insanı ezmediği ve sömürmediği bir toplumsal düzeni kurabilmek için işçi sınıfının nasıl bir siyasal örgütlülüğe ve nasıl bir siyasal birliğe sahip olması gerektiği soruları doğru yanıtlanabilmeli. Böylelikle Kapitalist toplumda farklı sınıfsal temellere dayanan farklı sol veya sosyalist akımlar olabileceği gerçekliktir. Proletaryanın burjuva düzene karşı yükselttiği bu mücadelede burjuva nitelikli sol hareketle devrimci nitelikli sol hareketi ayırt edebilmelidir.

Bugün için örgütlerden ayrılan ve onların dışında duran komünistlerin sayısı ne yazık ki örgütlü devrimci ve komünistlerin sayısından kat be kat fazladır. Bir sınıf partisinin yakıcı ihtiyacını yüreklerinde hisseden bu komünist ve devrimcilerin birliğini sağlamak her örgütlü ve örgütsüz komünistin öncelikli görevidir. Zira komünistlerin işçi sınıfının çıkarı dışında bir çıkarları olmayacağı gerçeği onların önündeki gerçek gerçekliktir.

İşçi sınıfının devrimci mücadele tarihi, tutulması gereken siyasal yola işaret ediyor. İşçi sınıfının kurtuluşu ancak kendi eseri olabilir ve burjuva işçi partilerinin kuyruğuna takılarak bu amaca hizmet edilemeyeceği çok açıktır. İşçilerin diğer sınıf siyasetlerinden bağımsız ve enternasyonalist devrimci bir partiye ihtiyacı vardır. İşte tam da bu noktada, işçi partileri ve komünistlere düşen görevler konusuna tarihsel gerçeklik temelde komünistlerin proletaryanın çıkarlarının dışında ayrı çıkarlara sahip olmadıkları anlamına gelmektedir. Komünistler, işçi sınıfını devrimci siyaset temelinde örgütlemeye çalışırlar ve bunu yaparken sınıfın kurtuluşu hedefiyle ters düşen birtakım sekter ilkeler ileri süremezler. Birincisi, her türlü milliyetten bağımsız olarak tüm proletaryanın ortak çıkarlarına işaret etmesi, yani enternasyonalist olması; ikincisi, işçi sınıfının burjuvaziye karşı mücadelesinin çeşitli gelişme aşamalarında, her zaman ve her yerde tüm hareketin çıkarlarını temsil etmesi.

Bugünkü verili gerçek gerçeklikten hareket edildiğinde, kolayca anlaşılabileceği gibi örgüt ve partilerin tüm gelişimi, birbirlerine karşı tutumları ve kendileri hakkındaki değerlendirmeleri mantıksal bir açıklaması olmayan çelişmelerle doludur. Engels'in Hegel’in ölümünden sonra ortaya çıkan yeni Hegelciler hakkında söylediği gibidir “bu gün birbirlerinin boyunlarına sarılmakta, ertesi gün her biri diğerleri hakkında en ağır suçlamalarda bulunmakta» başka bir gün sanki arada o tür suçlamalar hiç olmamış gibi birlik üzerine görüşmeler yapılmakta, daha sonra ise karşılıklı olarak kirli çamaşırları herkesin gözü önünde ortaya dökmekte, bölücü, tekkeci, hizipçi, kariyerist vb. suçlamalar ortalığı inletmektedir. Böyle bir curcuna içinde, doğal olarak örgütsel faaliyet ve pratik mücadelede nasıl yürütülebilirse öyledir 'Parti inşasına yönelik proleter devrimci çalışma gibi sözlerle sarıp sarmalanmış olan bu hareketlere biraz yakından baktığımızda bir türlü sonu gelmeyen amatörlük, ilkellik ve dağınıklık ile karşılaşırsınız. Koparmaya çalışılan onca gürültüye karşın, siyasi mücadele arenasında planlı, sistemli ve düzenli bir şekilde yürütülen bir faaliyetten söz etmek olanaksızdır» Hareketten kopmalar, bölünmeler ve karşılıklı hizipçi suçlamaları hala ve hala sürüp gitmektedir. Ye tüm bu gelişmelerden nedense devrimci hareketlerin hepsinin ateş püskürdüğü, bu kargaşadan yararlanmasını çok iyi beceren sağ oportünistler olmakta her adımda yığınla insanı saflarına geçici de olsa katmayı başarabilmektedirler.

Ancak Leninist parti anlayışı dogmatik bir tarzda kavrandığında bir ilerlemeye işaret etmemektedir. Dün olduğu gibi bugün de ortalık, henüz asgari bir nicelik ve niteliğe ulaşmamışken, işçi sınıfının partisini kurduğunu ya da kuracağını iddia eden “Leninist”lerden geçilmiyor. Böylesi anlayışlar en iyi ihtimalle kendi çevrelerini bir tekke olarak yaşatsalar bile, işçi sınıfına pek bir hayırları dokunmuyor. Karşı uçta ise, küçük siyasal tekkeler yaratmanın yanlışlığından hareketle illegaliteden umut kesilerek legalleşen büyük ve kitlesel işçi partilerini savunan siyasal eğilimler yer almaktadır. Peki ama, büyük ve kitlesel işçi partilerine sahip olmayı istemenin ve böylesi partiler yaratmak için çaba sarf etmenin ne kötü yanı olabilir ki? Gerçekten de, diğer unsurlardan soyutladığımızda aksini düşünmek saçma gibi görünüyor. Ancak burada üzerinden atlanmaması gereken çok önemli bir ayrım noktası gizlidir. İşçi sınıfının kurtuluşunu tüm yüreği ve bilinciyle arzulayan öncülerin ve bu uğurda canla başla mücadele eden devrimci işçilerin oluşturduğu bir siyasal örgütlülüğün büyüyüp bir işçi kitle partisi boyutlarına ulaşmasıyla, pek çok siyasal eğilimin içiçe tıkıştırıldığı bir kitlesel parti inşa etmek arasında dağlar kadar fark vardır. Sınıfın devrimci öncüsü olmayı hak eden bir siyasal örgütlülük, ancak fiili devrimci durumlar yaşandığında kitlesel bir işçi partisine büyüyebilmektedir.

Söylemeye gerek yok ki, bu gidişten en büyük zararı işçi sınıfı ve onu kurtuluş davası için mücadeleye atılmış devrimci militanlar çeker. Derinleşen ekonomik krizin ezdiği, bunalttığı yığınlar, bir çıkış yolu aramaktadır. Bir zamanlar gerçekten umut bağladıkları 'kahramanların halk için olumlu hiç bir adım atmadığını ve atamayacağını bizzat kendi deneyleriyle gören emekçi kitleler, tüm güçleri ile akacakları yeni bir kanal arıyorlar. Eğer onların önüne proleter devrimci bir parti tarafından kurtuluşlarını gerçekten sağlayacak bir yol gösterilemezse, onlar öncü partinin önderliğinde bu yola sokulamazsa, kaçınılmaz olarak kendilerini yeni düş kırıklıklarına uğratacak başka kanallara akacaklardır. 

Böyle bir partinin amacı, esasen öncü işçileri komünist bilinçle donatıp, işçi sınıfını örgütlü halkalar halinde mücadeleye sevk etmeye çalışmaktır. Lenin, diğer sol siyasal akımlarla farklılıkların üzerini örtmeyip tersine ayrılık çizgilerini net biçimde çeken, ilkesiz uzlaşmalara prim vermeyen ve birliğin gerekli olduğu durumlarda da mücadele bayraklarının karışmamasını düstur edinen bir parti yapısı ve anlayışı geliştirmiştir. 

 Gelişmekte olan devrimci kriz, büyüyen ve şiddetlenen kitle hareketi, proleter devrimcilerden devrim hedefine doğru iyi seçilmiş taktiklerle planlı ve programlı bir şekilde yürümelerini, çok daha büyük enerji, çaba ve inisiyatif ile çalışmalarını istemektedir. Mücadelenin bizlere yüklediği görevlerle hareketin içinde bulunduğu dağınıklık, ilkellik, amatörlük ve parçalanmışlık durumu büyük bir çelişme oluşturmaktadır. Mücadele bizlere, daha şimdiden ajitasyon, propaganda ve örgütleme çalınmalarını hem nitelik olarak geliştirmemizi, hem de kat kat artırmamızı emrediyor. Yalnızca dar bir sempatizan çevresine seslenen, günün gereksinimlerine yanıt vermekten uzak, sığ bir propaganda yürüten ve oldukça aralıklı olarak yayınlanan dergilerle günümüz koşullarında kitlelerin siyasal eğitimlerinin geççikleştirilebileceğini zannetmek büyük bir yanılgıdır, aynı şekilde, iyiden iyiye tekke niteliği kazanmış olan bir takım gençlik örgütleri vb. aracılığıyla kitlelerin örgütlendirilebileceğini sanmak da bağışlanmaz bir hatadır. Kısacası, hareketin bünyesindeki derin zaafları taşımayı sürdürerek ve eski, alışılmış ama son derece yetersiz araç ve yöntemlerle devrimci mücadelenin "bugün bize yüklediği görevlerin üstesinden gelmek olanaksızdır. Önümüzdeki dönemde, çok daha büyük, çetin ve çok yönlü görevlerle karşı karşıya kalacağız. 

 Eğer bugünün görevlerinin üstesinden gelmeyi başaramazsak, gelecek için şimdiden her türlü hazırlığı yapamazsak milyonlarca emekçinin ayağa kalkacağı devrim günlerinde onlara önderlik etmeği düşünmek boş bir hayal olacaktır.

                                                                                                                                   17 liler Hareketi

YORUMLAR

Ad

devrimci teori,3,Editorden,10,isci-sendika,2,Karl Marx,1,
ltr
item
Onyedililer Hareketi: Günümüzde durum
Günümüzde durum
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM_EVjcFApjiJCjLd9rX7UMGyyAo3gorhwoNwn_Z_shUJU90x16WmCqCu1bLbCRwaDuAHEAfcp-xQHTCGE7Ml95eF93kOuwUJpMN2v3PKTIjF7Mpra1_GeLzbKUTXP75CNOCETZbgCDSrEYKCF7jOQZGYp2g7fE23nYBLXgaEFSuDRWqFjxywj9SUX/w162-h95/17liler.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgM_EVjcFApjiJCjLd9rX7UMGyyAo3gorhwoNwn_Z_shUJU90x16WmCqCu1bLbCRwaDuAHEAfcp-xQHTCGE7Ml95eF93kOuwUJpMN2v3PKTIjF7Mpra1_GeLzbKUTXP75CNOCETZbgCDSrEYKCF7jOQZGYp2g7fE23nYBLXgaEFSuDRWqFjxywj9SUX/s72-w162-c-h95/17liler.jpg
Onyedililer Hareketi
https://onyedililerhareketi.blogspot.com/2022/12/gunumuzde-durum.html
https://onyedililerhareketi.blogspot.com/
https://onyedililerhareketi.blogspot.com/
https://onyedililerhareketi.blogspot.com/2022/12/gunumuzde-durum.html
true
1362123614531399
UTF-8
Loaded All Posts Not found any posts Tümünü Göster Readmore Reply Cancel reply Delete By Home PAGES POSTS View All RECOMMENDED FOR YOU LABEL ARCHIVE ARAYINIZ ALL POSTS Not found any post match with your request Back Home Sunday Pazartesi Tuesday Carsamba Thursday Cuma Cumartesi Pazar Pzts Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Jun Jul Ağu Sep Oct Nov Ara just now 1 minute ago $$1$$ minutes ago 1 hour ago $$1$$ hours ago Yesterday $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago Followers Follow THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Copy All Code Select All Code All codes were copied to your clipboard Can not copy the codes / texts, please press [CTRL]+[C] (or CMD+C with Mac) to copy Table of Content